Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

9 Temmuz 2012 Pazartesi

DENEME DU BAKALİ NOLCEK?

Şileden Koz yatağına dönebileceğimiz sapağa kadar fırt diye geldik,saat her halde üç filan gibiydi...
Ambulans geçti,kaza olmuş,bir motosiklet parçalanmış,evet resmen parçalanmış...Bir trafik inanılır gibi değil
durup durup,bir milim bile gidemiyorsunuz...Bundan sonraki fotoğraflar,Cicikle benim trafikten,üzüntüden,sıkıntıdan ne kadar  üşütmüş olduğumuzun göstergesidir...





Buraya kadar,sizi daha fazla sıkmamalıyım,sonra bloğa bakmaktan vaz geçersiniz,dayanamam vazcaymayın benden...Bakalım bu yazı da Nam'ı diğer ANNECİK de arz'ı endam edecek mi?

ŞİLEDE BİR GÜZELLİK

Cuma günü çekimler için Şileye gittik,sabaha karşı dört gibi bitti.Güzel bir sürpriz bizi bekliyordu.Yeditepe Üniversitesinin Doğa Tatil Köyüne götürdüler bizi.Acele odalarımıza yani evlerimize girdik.O yorgunlukla banyo filan yapmadan,biraz kitap okuyup,yatıp uyudum.Sabah uyanıp etrafa bakındık,Cicik doğal olarak tutturdu,hadi fotoğraf çekelim diye... Yattığım odadan başladık...
Ebeveyn odası,yani büyük oda büyük yatak,
 
salon,

sal a manje,

Büyük yatak odasının ve salonun camından,benim yattığım  odanın penceresi,yeşillikli bir duvara bakıyordu,


kapı önünden...
Upuzun bir yokuş,dikkatli inmeliyim...







Her taraf ağaç,çiçek, yemyeşil ,göz alabildiğince...

Veeee aniden önümüze çıkan küçük bir göl,küçük ama siyah ve beyaz kuğular,ördekler,karabataklar,martılar,ve bir anne ördekle bebecikleri...
Kahvaltımı yaptım...

Bir yürüyüş daha...Çalışma saati geldi...
Bizi uğurlayıp güle güle diyen ağaç,ismini sordum'biz peruk ağacı diyoruz, dediler çok yakışmış...Gerçek adını bilen var mı dostlarım?